|
|
Binlerce yıl önce insanoğlu toprağı tanıdı. Sonra onu işledi. Tarıma elverişli araziler haline getirdi. Bu arazileri oluşturanlar, sahiplendikleri alanı çevirip hudutlar koydular. Bu ekim dikim alanları giderek günümüzdeki tarlalara dönüştü. Kırsal alanda ovalara, bayırlara serpilmiş uçsuz bucaksız tarlalar arasındaki meydana gelen renk cümbüşü beni daima derinden etkilemiştir.
Halen dünyanın en mamur ülkelerini gezdiğimde bile hemen çevreye açılıp berrak havayı soluyarak, kırsaldaki tarlaları objektifimden görme ve aktarma tutkumu engelleyemem. Fotoğraf yaşamım boyunca toprağa, tarlaya olan tutkumu, onun fotografik yanlarını keşfedip görüntülemekle ortaya koymaya çalıştım. Dolayısı ile bu görselliği sizlerle paylaşmaktan mutluyum.
|
|
|
|
Her köşesinden tarih fışkıran, çok çeşitli medeniyetlere beşiklik etmiş bir ülkedir benim ülkem. Zengin kültürü, tarihi ve doğal güzellikleri ile adeta kusursuz bir açık hava müzesidir. Türkiye’mi her gezdiğimde hayranlığım artar. Aynı hudutlar içinde üç – dört mevsimi bir arada yaşayabilmek çok az ülke insanına nasip olmuş bir lütuftur. Buradan yola çıkarak coşkumu ve heyecanımı kalıcı bir hale getirmek istedim.
Ayrıca, dünya hızla değişmektedir. Fakat her gün içinde yaşadığımız çevremizin kanıksama nedeni ile ne kadar değiştiğini anlayamıyoruz, dolayısıyla bu fotoğraf kitabımın geçmişle gelecek arasında bir köprü görevi üstlendiğine de inanıyorum. İşte elinizdeki bu fotoğraf kitabı bu niyetin ve arzunun bir ürünüdür.
|
|
|
|
50 yıldır fotoğraf yolunda yürürken çevremde görüp beni şaşırtan birçok olağanüstü şeyler karşısında – ne, neden, niçin, nasıl diye hep kendime sordum durdum. Gözlemlerim arttıkça kendime sorduğum sorular da artıyordu. Çünkü genel baktığımda ayrı, makro baktığımda ayrı, mikro baktığımda ayrı tatlar almaktaydım çevremden. Aynı yerin manzarası bir gün puslu, bazı şeyleri gizlermiş gibi gizemli, aynı manzara başka bir gün pırıl pırıl adeta şeffaf, bazen de kızıla boyanmış, sıcacık atmosferli.
Bazen yansımalar çıkıyor karşıma karmaşık, romantik, fantastik ve estetik halleriyle. Dışa vurmuş duygularım adeta vücut bulmuş, deklanşöre basmam için beni bekliyor. Onları seyre dalıyorum uzun uzun. Bunlar benim duygularım, diye içimden bir coşku geliyor. Yansımalar içimdeki duygular gibi kıpır kıpır. Onlar da bazen rapsodik bir şiir, bazen klasik. bazen çağdaş namelerin tınıları, bazen romantik ve karmaşık şekiller çiziyor, tıpkı iç dünyam gibi. Tutamıyorum kendimi, içimdeki duyguları dışımdaki dünyaya yansıtan bu olguyu fotoğraflıyorum ve sizlerle paylaşıyorum. Mutluyum. |
|
|
|
Bu kitap Türkiye’de ilk olacak dizinin yayınlanan dördüncü cildidir. Her biri, Türk Fotoğraf sanatçılarının dünden bugüne 40 seçkin eserinden oluşup 40 kitaba ulaşacaktır. Dizi tamamlandığında sadece bugün için değil, gelecek kuşaklar için de önemli bir bellek oluşturacaktır. |
|
|
|